Login

Lost your password?
Don't have an account? Sign Up

AZOT noksanlık belirtileri ve zararları

Azot noksanlığında bitkilerde büyüme oranı düşer. Yani bitkinin büyümesi yavaşlar. Bitki küçük kalır. Sürgün sayısı azdır ve sürgün boyu normalden kısa olur. Yapraklar küçülür ve yaşlı yapraklarda vaktinden önce dökülme görülür. Kök gelişmesi ve özellikle köklerde dallanma zayıflar. Azotun yetersizliğinde bitkilerin genel görünümleri koyu ve canlı yeşil yerine, açık yeşil bir haldedir. Noksanlığın daha ciddi boyutlarda olması halinde, yapraklarda kloroz görülür. Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, bütün yaprağın homojen olarak sararması şeklinde ortaya çıkar. Sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülür. Bu nedenle yukarıdan aşağı doğru renk açılır ve sararır. Noksanlığın ileri devresinde ve çok şiddetli olması durumunda yapraklarda nekrozlar da görülebilir.

Azot noksanlığı bitkinin özellikle vegetatif gelişmesini olumsuz etkiler. Yaprak ve gövde sistemi oldukça zayıf olur. Vegetatif gelişme peryodu kısalır, bitkiler erken olgunlaşır. Erken çiçek açar. Erken yaşlanma, azotun sitokinin sentezi ve taşınması üzerine olan etkisinden kaynaklanmaktadır. Sitokinin bitkinin kuvvetli büyümesini ve genç dönemde daha uzun süre kalmasını sağlayan bir hormondur. Azot noksanlığında bu hormonun azalması bitkinin erken yaşlanmasına, diğer bir deyişle vegetatif gelişme peryodunun kısa olmasına neden olur.
Tahıllarda azot noksanlığında bitkiler ince, zayıf ve kısa boylu olurlar. Tarlanın genel görünümü açık yeşil veya sarımsı yeşil renklidir. Yaşlı yapraklar uçlardan başlayarak sarıya döner, bazan kahverengileşir, sonunda solarak erken ölürler. Gövdenin alt kısmı genellikle kırmızımsı renk değişimi gösterir. Kardeşlenme zayıftır, hatta noksanlık çok şiddetli ise kardeşlenme hiç olmaz. Başaklar küçük kalırlar.

Mısır bitkisi azot noksanlığını çok belirgin bir şekilde gösteren bir bitkidir. Bitkiler sarımsı yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklar sarıya döner, uçlardan başlayarak ana damar boyunca ilerleyen bir solgunluk görülür. Gövde kısa ve ince kalır.

Baklagil bitkileri, Rhizobium bakterileri aracılığı ile, havadan azot fikse etme kabiliyetinde olduklarından ötürü, azot noksanlığından fazla etkilenmezler. Bununla birlikte, eğer bir baklagil bitkisi açık yeşil görünümlü ve yaşlı yapraklar erken sararıyor ise, ya nodül oluşmadığı veya nodüllerin effektif olmadığı düşünülmelidir.

Domateste azot noksanlığı yaprakların küçük kalmasına, açık yeşil ve sarımsı renk almalarına, ileri aşamada kahve rengine dönerek solmasına sebep olur. Bitki sert ve dik bir görünümdedir. Gövde ince, sert ve lifsi bir yapıdadır. Çiçekler ekseriya olgunlaşmadan dökülürler. Meyveler normalden küçük olurlar ve kızarmadan önce uzun bir süre açık yeşil renkli kalırlar.

Salatalık bitkisinde gövde ince, sert ve lifsi yapılı olur. Yapraklar genelde açık yeşil renkli, özellikle yaşlı yapraklar sarımsı olurlar. Meyveler kısa, açık yeşil renkli ve çiçek burnu büzülmüş vaziyette olur.

Marul büyüme gerilemesinden cüce bir görünümdedir. Ekseriya göbek doldurmaz. Yapraklar açık yeşil, yaşlı yapraklar ise önce sarıya sonra kahverengine döner ve solarak erken ölürler. Bazı marul çeşitlerinde morumsu veya kahvemsi lekeler görülebilir.

Soğan kısa kalır fakat dik bir görünümdedirler. Yapraklar açık yeşil renklidir, uçlardan başlayarak yayılan sararma görülür ve erken ölürler.

Narenciyede sürekli azot noksanlığı ağaçların büyüyememesine neden olur. Her dönemdeki azot noksanlığı yaprakların açık yeşil renkli ve sarı olması ile kendini gösterir. Sürgünler kısa, zayıf, ince olur ve ağacın değişik yerlerinde düzensiz bir şekilde sürgünlerde ölme görülür. Meyveler küçük, açık renkli, kalın kabuklu olur ve erken olgunlaşır.

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, dar, açık yeşil renkli olur. Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve erken dökülürler. Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapların öldüğü görülür. Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme süresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler.

Armut, kiraz ve erikde azot noksanlığının simptomları elmadakine benzemektedir. Kirazda meyveler koyu renkli olurlar.

Kayısıda yapraklar kısa ve sarımsı yeşil renkli olurlar. Dallar ince gelişirler. Genellikle çiçek bol olmakla birlikte, meyve sayısı az ve meyveler küçük olur.

Şeftalide dal ve sürgünler kısa ve zayıf, kabukları kahvemsi ve morumsu renkli olur. Yapraklar sarımsı yeşil renkli, yaşlı yapraklar kırmızımsı sarı ve bazan nekrozludurlar. Erken yaprak dökümü olur. Meyveler küçük ve ekseri bozuk şekillidirler.

Asma yaprakları yeşil renklerini kaybederek açık yeşil ve sarıya döner. Yaprak kenarları nekrozlu ve aşağı doğru kıvrık olur. Yaprak sapları pembemsi bir renktedir. Sürgünler zayıf, uçlar ölgün vaziyettedir.

Çilekde azot noksanlığı gelişmeyi çok zayıflatır. Yapraklar sarımsı yeşil renkli ve küçük olurlar. Yaprak sapları sert ve yukarı doğru dik vaziyettedir. Stolon sayısı az olur. Yaşlı yapraklar kırmızı tonu renklere döner. Yaprak kenar dişleri en önce renk değiştirir ve ölürler. İz element noksanlıklarına benzer şekilde, yaprak damarları yeşil renklerini bir süre korurlar. Çiçeklenme ve meyve tutumu azalır ve meyveler küçük kalırlar.

FOSFOR noksanlık belirtileri ve zararları

Fosfor noksanlığından en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür. Bununla birlikte fosfor noksanlığı bitkinin vegetatif gelişmesini de olumsuz etkiler. Fosfor noksanlığı olan bitkilerde büyüme geriler. Tahıllarda başaklanma olumsuz etkilenir. Meyve ağaçlarında sürgün ve tomurcuk oluşumu azalır. Tohum ve meyvenin kalitesi bozulur, olgunlaşma gecikir.Narenciye ve diğer meyve ağaçlarında olgunlaşmadan meyve dökümü görülür. Sebzelerde çiçeklenme azalır. Meyveler küçük kalır, kalitesiz olur.
Fosfor noksanlığında yapraklar genellikle normalden daha koyu yeşil renkli olur. Birçok tek yıllık bitkilerin yaprak ve gövdesinde fosfor noksanlığında kırmızı, kırmızımsı mor renk meydana gelir. Kırmızı renk, fosfor noksanlığında antosiyanin oluşumunun artmasından kaynaklanmaktadır. Yapraklarda ve bazı bitkilerde örneğin mısır bitkisinin gövdesinde görülen kırmızı ve kırmızımsı mor renk,. fosfor noksanlığının tipik belirtisi olup tanınması kolaydır. Meyve ağaçlarında fosfor noksanlığı yaşlı yaprakların kahve ve kırmızımsı kahve rengine dönüşmesine ve erken döküme sebep olur.

Fosfor noksanlığı belirtileri önce yaşlı yapraklarda görülür. Genç yapraklar sağlıklı gibi görünmekte iseler de normalden daha küçük olurlar. Noksanlığın uzun sürmesi halinde yaşlı yapraklarda kahve renkli nekrozlar oluşur. Fasulye, patates ve pancar gibi bazı bitkilerde nekrotik lekeler siyah ve siyaha yakın renkde olmaktadır. Nekrotik oluşumlar daha çok yaprak kenarlarına doğru gelişir. Noksanlığın sürekli olması halinde yaşlı yapraklar ölür ve dökülür.

Domates bitkisi fosfor noksanlığına şiddetli reaksiyon verir. Yapraklar sert ve dik bir yapıda ve koyu yeşil veya mavimsi yeşil görünümdedirler. Yaprakların altında, damarlar boyunca kırmızımsı menekşe renk oluşumları görülür. Yapraklar geriye doğru kıvrılır. Yaşlı yapraklar sarıya döner, kahvemsi siyah lekeler oluşur ve erken ölürler. Gövde ince ve lifsi bir hal alır ve gövdede koyu menekşe lekeler oluşur. Çiçeklenme ve meyve oluşumu zayıftır. Meyveler küçük ve sert bir yapıda olup olgunlaşmadan, vakitsiz sararırlar.

Hıyar bitkisinde yapraklar donuk koyu yeşil renkli ve küçük olurlar. Yapraklarda kimi zaman bronz renkli lekeler görülür. Solgun ve sarkık bir şekilde dururlar veya erken dökülürler. Gövde kısa ve incedir. Meyveler donuk yeşil renkli ve bronz lekelidir. Yaşlı yaprakların ayasında, şeffaf görünümlü, kahverengi nekrozlar görülür, ve yaprak sapları kurur

Marulda büyüme çok geriler.Bitki rozet şeklinde bir görünüşe sahip olup, göbek doldurma geç olur veya hiç olmaz. Yapraklar koyu fakat cansız bir yeşil renkte ve bazan kırmızımsı menekşe renkli lekelidir. Yaşlı yapraklar sarımsı kahve renk alır ve erken ölürler.

Havuç yaprakları donuk yeşil renkli ve hafif menekşemsi lekeli olur. Gövde incelir. Yaşlı yapraklar soluklaşır ve erken ölür.

Turp bitkisinde bodur bir görüntü oluşur. Yapraklar donuk ve koyu yeşil olup yaprakların özellikle alt kenarlarında kırmızımsı menekşe renkli lekeler görülür. Yaşlı yaprak kenarlarında yanmalar ve erken ölüm görülür. Kök gelişimi zayıftır.

Soğan yaprakları da fosfor noksanlığında donuk ve koyu yeşil renkli ve mavimsi kırmızı, menekşe rengi lekeli olur. Yaprakların ucundan alta doğru yeşil, sarı ve kahve renkli nekrotik lezyonlar dağılmış vaziyettedir. Yaşlı yapraklar siyahımsı kahve renk alır, solar ve ölürler.

Fasulye ve bezelye gibi baklagillerde yapraklar koyu yeşil ve mavimsi yeşil veya zeytuni yeşil renkli olurlar. Sert ve dik fakat zayıf bir yaprak sistemi vardır. gövde ince ve kısadır. Büyüme geriler. Çiçeklenme zayıftır, bakla ve tohum oluşumu azdır. Bezelyede yaşlı yapraklar kenarlarından sarararak ölürler. Fasulyede yaşlı yapraklarda kahvemsi siyah veya siyah lekeler oluşur ve erken ölürler.

Pamukda büyüme yavaşlar ve yapraklar koyu yeşil renk alırlar. Olgunlaşma gecikir. Dallanma az ve kısa olur. Çiçek ve koza sayısı azalır.

Patateste yaprak sistemi sert ve dik bir görünümdedir. Bitkide büyüme geriler ve ince bir gövde oluşur. Özellikle yaşlı yapraklar yukarı doğru kıvrılır ve daha sonra yaprak kenarlarında nekrotik lezyonlar oluşur. Yapraklar normalden küçük olur. Yaşlı yapraklar kahverengine döner ve erken döküm olur. Bazan yumrularda kahve rengi lekeler olur.

Mısırda yaşlı yapraklarda ve gövdede kırmızı menekşe rengi değişimler görülür buna karşılık geneç yapraklar koyu yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklarda daha sonra kıvrılma görülür ve erken ölürler. Gövde ince olur, olgunlaşma gecikir. Düzensiz taneli koçanlar oluşur.

Şeker pancarı ve yemlik pancarda fosfor noksanlığı etkisini çimlenme aşamasından itibaren gösterir, düzensiz bir çimlenme görülür. Gelişme geriler ve bitkiler normale göre kısa kalırlar. Buna karşılık yapraklar sert ve dik haldedirler. Bazı durumlarda yaprak sapları yatık, yere paralel dururlar. Yapraklar normalden küçük olurlar ve mor veya siyahımsı kahve lekelerle kaplıdır. Yaprak kenarlarında nekrozlar oluşur. Yaşlı yapraklar sarımsı yeşile döner ve erken ölürler.

Tahıllarda kardeşlenme azalır. Gelişme zayıf olur, gövde kısa ve ince kalır. Yapraklar koyu yeşil ve mavimsi yeşil renktedirler. Yaprakların rengi azot fazlalığı varmış gibi bir izlenim verir. Yaşlı yapraklar, uçlardan başlayarak sararır, solar, kurur ve erken ölürler. Yapraklar sert fakat uçları aşağı sarkıktır. Başaklar küçük, bazan morumsu kırmızı renkde olurlar.

Narenciye ağaçları canlı durmayan donuk yeşil bir yaprak sistemi oluştururlar. Yaşlı yapraklarda nekrozlar görülür ve erken dökülür. Çiçeklenme çok zayıftır. Meyve sayısı çok az, meyveler iri fakat ekşi, kaba lifsi dokulu ve kalın süngerimsi kabukludur.

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, koyu yeşil renkli, bronz veya mor lekeli olurlar. Yaprak sapları kırmızımsı renkli olup dal ile bağlantıları dar açı yapacak şekilde dik dururlar. Seyrek bir yaprak sistemi vardır. Yaşlı yaprakların kenarlarında koyu kahve nekrozlar oluşur. Erken yaprak dökümü görülür. Çiçek ve meyve sayısı azdır. Meyveler küçük kalır ve olgunlaşmadan dökülür. Meyveler cansız donuk renkli, sert ve sık bir dokuya sahip olup, tatsızdırlar. Fosfor miktarı azota oranla aşırı fazla olduğu taktirde de meyve eti yine kaba dokulu olur.

Şeftali yaprakları fosfor noksanlığında yine öncelikle koyu yeşil olur, daha sonra bronz veya kahverengi lekeler oluşur, bu lekeler özellikle soğuk havalarda kırmızı veya mor renge döner. Yapraklar dik, noksanlığın ileri aşamalarında oldukça dar, mızrak şeklindedirler. Yaşlı yapraklar erken dökülür. Ağacın büyümesi geriler.

Diğer taş çekirdekli meyve ağaçlarında da fosfor noksınlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Yaprak sistemi koyu yeşil görünümlü, yaprak sapları ve genç sürgünler mor renklidir. Yaşlı yapraklarda bronzlaşır ve erken dökülür.

Bağda fosfor noksanlığı koyu yeşil bir yaprak sistemi yaratır. Yapraklar sert, bozuk şekilli, siğil gibi kabarık benekli ve metalik bir parlaklığa sahiptirler. Yaşlı yapraklarda kenarlardan başlayan bronz veya mor nekrozlar görülür.

Çilek yapraklarında ince damarlardan başlayarak yayılan mavimsi yeşil ve koyu yeşil renk oluşur. Yapraklar aşağı kıvrık, kenarlarda kırmızı, ortalarda mor renkler vardır.Yaprak sapları koyu kırmızı renklidir. Yaprakların alt yüzeyinde orta ve yandamarlar mor görünümlüdür. Çiçeklenme zayıf, meyve az olur.
Tütün yapraklarında normalden koyu yeşil renk oluşurken yapraklar küçük ve dar olurlar. Alt yapraklarda hafif kırmızımsı ve siyahımsı kahve lekeler oluşur. Yaşlı yapraklarda solma görülür.

POTAS noksanlık belirtileri ve zararları

Potasyum noksanlığı bitkilerde hemen görülebilir simptomlar çıkarmaz Önce büyüme oranında bir gerileme olur, ancak daha sonra kloroz ve nekrozlar görülür. Potasyum noksanlığı simptomları genelde önce yaşlı yapraklarda görülür. Çünkü noksanlık durumunda yeni oluşan genç yapraklar yaşlı yapraklardan potasyum desteği yapılmaktadır. Noksanlık belirtileri birçok bitkide önce yaprak kenarlarında ve uçlarında görülmeye başlar. Yaprak kenarları önce sararır, daha sonra bu kısımlarda renk koyu kahverengine döner. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde bu kısımlar siyaha döner, ölür ve kuruyarak dökülür. Özellikle meyve ağaçlarında çok tipik olarak görülen noksanlık belirtilerinde, yaprak kenarlarının anlatılan şekilde renk değişikliği gösterip ölmesine karşın, yaprağın geri kalan kısmı uzunca bir süre normal yeşil rengini ve görüntüsünü koruyabilmektedir. Bazı bitki türlerinde, örneğin üçgüllerde potasyum noksanlığı simptomları yaprak kenarlarında görülmeyip, yaprak üzerinde düzgün olmayan bir şekilde dağılmış nekrotik lekeler şeklinde görülür.

Bazı virütik hastalıklarla kuraklık gibi elverişsiz iklim koşulları da yukarıda anlatılan simptomlara benzer simptomlar yaratabilmektedir. Bu durumda simptomun potasyum noksanlığından ileri gelip gelmediğini anlamak için yaprak analizlerine başvurulabilir.

Potasyum noksanlığı çeken bitkilerde turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar. Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık zayıflar. Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar. Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür. Bitkide ksilem ve floem dokularının oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır. Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde zayıflar.

Potasyum bitkilerde bir çok kalite unsurunu etkileyen bir besin elementidir. Bu nedenle potasyum noksanlığı bitkinin özelliğine göre çeşitli kalite bozulmalarına yol açar. Özellikle sebze, meyve, tütün ve lif bitkilerinde potasyum noksanlığı kalite özelliklerini çok olumsuz etkiler.

Domatesde potasyum noksanlığında yapraklar genelde koyu yeşil renkli olup yaşlı yapraklar griye çalan yeşil renktedir. Yaşlı yapraklarda beyazımsı açık sarı noktalar halinde nekrozlar oluşur. Gövde ince, zayıf ve noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda nekrozlu olur. Meyvelerde olgunlaşma düzensiz ve renk açık olur. Sera domateslerinde daha çok tarla domateslerinde ise daha az görülen lekeli olgunluk (blotchy ripening) potasyum noksanlığı ile ilgili bulunmakta ve potasyum uygulaması ile giderilmekte veya azaltılabilmektedir. Lekeli olgunluk (blotchy ripening) probleminin potasyum yetersizliği yanında, magnezyum yetersizliği ve kalsiyum fazlalığı ile ilgisi olduğu konusunda görüşler bulunmaktadır. Lune ve Goor (1977), yapraklarda ve meyvede (K+Mg) / Ca oranı büyüdükce lekeli olgunluğun azaldığını tespit etmişlerdir. Lekeli olgunluk (blotchy ripening) probleminin görülme sıklığının domates çeşidi ile de yakından ilgisi bulunmaktadır.

Hıyar bitkisinde potas noksanlığında yapraklar damarlar civarında mavimsi yeşil renkte, yaprak kenarları ise bronza kaçan renk değişimleri vardır. Genç yapraklar dalgalı bir hal alırlar. Nekrozlu yapraklar sarımsı kahve ve kahve rengine döner ve kenarlardan başlayarak kuruma görülür. Meyve yumuşak ve gövde tarafı ince olur.

Marul bitkisinde yapraklar koyu yeşil ve bazan benekli olur. Yaşlı yaprakların uçlarından başlayarak yayılan lekeler şeklinde kloroz görülür. Antosiyan kapsamı yüksek olan çeşitlerin yaprak kenarları ve uçlarında renk morumsu kahveye döner. Bitki küçük ve gevşek olur, göbek doldurma zayıf olur.

Soğanda yaşlı yapraklar orta derecede klorozludur, solgunluk görülür ve erken ölürler. Baş oluşumu zayıf ve kalitesi düşük olur.

Pancar bitkisinde potas noksanlığında yapraklar mavimsi yeşil renkli ve aşağı doğru kıvrık olurlar. Damar aralarında sarıdan kırmızımsı kahveye kadar değişen tonlarda renk açılmaları olur. Renk değişiklikleri yaşlı yapraklardan ve yaprak kenarlarından başlayarak ilerler sonunda yapraklar solar ve ölürler.

Patatesde yapraklar koyu yeşil üzerinde metalik bronz renklidir. Bitki bodur ve çalımsı bir görüntü hal alır. Yaşlı yaprakların kenarlarında renk açılır. Yaprak ayasında başlangıçda toplu iğne başı büyüklüğünde, kahverenkli lekeler görülür, bu lekeler daha sonra büyüyerek yaprak yüzeyini kaplar. Yapraklarda kıvrılmalar görülür. Patates yumrularının üzerinde siyah noktalar oluşur. Potas noksanlığı yumrunun iç kısmında da kahverengileşmeye neden olabilmektedir, ancak bunu bor noksanlığından ileri gelen ve kahverengi öz denilen problemle karıştırmamaya dikkat edilmelidir. Potas eksikliği patates yumrusunda kuru madde ve nişasta miktarının azalmasına neden olduğu gibi, ayrıca potas eksikliği olan yumrularda kesildikten sonra, bir saat gibi kısa bir süre içinde kararma başlamasına karşılık, potas beslenmesi tam olan bitkilerin yumrularında iki gün sonra dahi böyle bir durum görülmez.

Mısır bitkisinde potas eksikliği boğum aralarının kısalarak bitkinin bodur kalmasına neden olur ve ince bir gövde oluşur. Yaşlı yaprakların uç ve kenarlarında kloroz ve kuruma görülür. Kloroz zamanla yaprak içlerine ilerler. Koçanların uç kısımlarında gelişmenin zayıf olduğu dikkati çeker.

Pamuk bitkisinde potas eksikliği yaprak kenarlarında ve damar aralarında sarımsı yeşil lekelerle kendini belli etmeğe başlar. Bu bölgelerdeki hücreler ölür ve yaprak sarımsı kahve, kırmızımsı kahve renkli bir görüntü alır. Yaprak kenarları ve uçları aşağı yukarı kıvrılır. Erken yaprak dökümü görülür. Kozalarda gayri muntazam bir oluşum görülür ve olgunlaşmadan dökülme olur. Lif kalitesi de olumsuz etkilenir. Normal olarak potas eksikliği yaşlı yapraklarda görülmesine karşılık, bazen genç yapraklarda da rastlanmaktadır.

Elma yapraklarının kenarlarında esmer ve kahve renkli kloroz oluşur ve bu bölgeler kurur. Buna karşılık yapraklar bu haliyle ağaç üzerinde çok uzun süre kalabilirler. Meyveler küçük ve soluk, kalın kabuklu olurlar. Şeker miktarı az ve tadı ekşi olur.

Armut yaprakları sarımsı yeşil renkli olur ve tipik bir şekilde kıvrılma gösterirler. Yaprak kenarlarında potas noksanlığının tipik belirtisi olan nekrozlar oluşur.

Kiraz, kaysı ve şeftali gibi taş çekirdekli meyve ağaçlarında potas noksanlığı yapraklarda kıvrılma ve kırmızımsı kahve lekelerle beliren semptomlara neden olur. Sürgün uçlarında ölme, zayıf çiçek oluşumu ve normalden küçük meyveler olur.

Narenciye çeşitlerinde yaprak kenarlarında sarımsı kahve renkli nekrozlar oluşur, geriye doğru kıvrılma ve olgunlaşmadan dökülme görülür. Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar

Asma yapraklarında da yaprak kenarlarında sararma ve kahverengileşme görülür. Çiçeklenme zayıf meyve tutumu az ve meyveler ekşi olurlar.

Burada değinilmeyen diğer bitki türlerinde de potas noksanlığı genelde tarif edilene benzer semptomlarla kendini belli eder.